30 Eylül 2012 Pazar

eve geldim. beş gibi. içimde yalnız kalınca ortaya çıkan insanlara bulaştırmadığım ne varsa ayyuka çıktı. masamın adı ayyuk benim. beni içindeki boşluğa çekiyor. öyle karanlık bir boşluk falan değil nötr renksiz bildiğin. hiçbir yere yaslanmayan bir hali var. iç gibi. bana öyle geliyor ki yalnız kalınca herkes harika olmalı. senelerce ne biriktirdiysek di mi görüyoruz yaşıyoruz. ki ben kendimi bildim bileli biriktiririm. dosya falan tutmam da ne nerededir bildiğimi sanırım. her şeyden uzakta olmayı hep çok severdim. bir yandan da bir şeylere yakınlaşırdım. tanıştığım zaman hikaye uydurmayışımı anlamazdım da uydurabileceğime inanırdım. yalnızdım ya özgürdüm. ne zaman ipin ucu kaçsa ben yepyeni bir ip eğiririm. birilerinin eline tutuşturuveririm insanlar da ipleri severler onlar da hemen tutunuverirler. bir rüyamda kendimi mi gördüm hemen anlatırdım. masama döndüğümde flütler çalınmaya başlardı, ben de bir kaşınma hissederdim. bunlar hep sonradan oldu. günlük tuttuğum zamanları da gördüm. oraya şöyle şeyler yazardım: "bugün böyle bir şey yaptım. bir daha böyle şeyler yapmak istemiyorum." ne zaman baktım günlük üzerime geliyor, programım beni yazıyor kavgalar hasıl oluyor kendimi gömecek bir toprak parçası buldum. yalnız yazan insanları nasıl anlıyorsam yazamayanları da öyle anlıyorum. belki hepsi için ayrı bir yerimi ayırmam gerekiyor. bir başkası diğerinin yerine mi yaltaklandı cevabımın hazır olması hoş olabilir, kusura bakma ben oramla bir başkasını anlıyorum. biliyorum ki bunu yapamam. herkese yeni yerler yaratırım içim kalabalıklaştıkça büyüyor sandığım için. taşıyor ama. kaynayan bir su gibi de değil kızmış bir yağ gibi. yanıyorum. ağzımın ağza alınacak bir tarafı yok biliyorum. yine de canım çekiyor. öpüşmek değil de dil değişimi, exchange. merhaba, biraz da sizin dilinizle yalayabilir miyim. çok güzel söylersem karşı gelinmez di mi. ağzım doluyken konuşuyorum bak bak bir dakika ağzım dolu dur şu figürlere bak kusarken dans ediyorum kusuyorum derken hayır onu görmezden gel bak figürlerime bak dans ediyorum tamam dilce susup bedence konuşuyorum bak. seyirciyi öldürsen de herkesi evine davet etmen gerekiyor ne acı.