31 Aralık 2013 Salı
10 Aralık 2013 Salı
prezo
11 Ekim 2013 Cuma
Bildiğin çöp poşeti.
Alman ev arkadaşımın getirdiği jagermeister'i içerken 4. sınıftaki manitayı,99 yılını,10 yaşındaki halimi hatırlıyorum.Oğlum bilemezdim ben böyle olacağını.Bilemezdim.Nereden bileceksin ki.Kariyer planı lazım. Kariyerlerimizi planlayalım sonra da grup seks yapalım.Bu arada kaç zamandır tık yok.Olsun be çok da mühim değil.Gerçekten lan çokta mühim değil nedir yani!
Kerim ben gideceğim buralardan.
Nerden çıktı abi şimdi?
Yok be oğlum düşünüyordum bayadır, benim kuzenin yanına, o gittiydi ya 3-4 sene önce işini kurmuş,evini tutmuş, onun yanına,sonra sende gelirsin?
Yok be abi
Niye oğlum napıcan ki sanki burada?
Orada ne yapıcan be abi?....
İyi geceler.
4 Eylül 2013 Çarşamba
A student's guide to Hart House.
You're a U of T student, so you're already smart, but are you a leader? How are your debating skills? ...
Olm ben cok zekiyim. Ama lider olmaktansa yardimci oyuncu olmak kaderim. 5 yil boyunca ben "Batuhanlar"da yasadim. Kaderim dedigime bakmayin, secme sansim olsa yine bunu secerim. Yine Batuhanlar'da yasar, Munir'in arkadaslariyla arkadas olur, Avrupa'yi kör uzerinden okur, Istiklal'de Serdar'i takip ederim. Tanidigimiz kizlar Emrah'la bulussun, ben o gun Emrah'la bulusmus olayim, boylece sosyalleseyim isterim. Politik gorusumu Fatih Tuncer'in belirlemesi beni mutlu eder, Matematik Koyu'nde Ertugrul'un yancisi olmak hosuma gider. Esbaskanliktan hoslanmam. Baskanliktan nefret ederim. Dostlar nereye savurursa oraya giderim. Oyle ki Alp'i bir gunde siler, bir gunde barisirim. Gizem'den nefret eder, sonra koklasirim. Omurgasiz sanmayin beni dostlar, ben yardimci teknik direktorluge alisigim. Benim onurum siz ne derseniz o. Bugun Pervin Buldan'i Emine Ulker Tarhan'a tercih ediyorsam, bunun sorumlusu yine sizsiniz. Su oryantasyon sikinde herkes barbeku kuyrugunda sosyallesirken ben tek basima iceride iciyorsam, Caner abi "Hadi olm siraya girelim" demedigi icindir.
Ben simdi ne yapayim bundan sonra, bi soyleyin. Tek basima mi sosyalleseyim? La kimse gecenin bi yarisi arkadasini arayip "Kensington'dayim dayak yedim gel" diyerek arkadasinin arkadasligini test eder mi burada? Bu arada insiyatif alip buradan kardesimin uzerine gidilmemesi gerektigini soyliyim. Unite.! Benim tek inandigim politik gorus sizsiniz.
Olm butun dunya gerizekali. Ben simdi o kadar gerizekalinin arasindan daha az gerizekalilari nasil seceyim?
Galiba yapabilecegim tek sey hayatimin cok guzel bir bolumunun geride kaldigini kabullenmek ve onume bakmak. Bu saatten sonra gecmisimden umabilecegim tek sey bir gun Pinar'i yeniden opebilmek olur. O da sadece bir umut iste.
25 Ağustos 2013 Pazar
Zargolar peşimde!
26 Temmuz 2013 Cuma
Düş
24 Temmuz 2013 Çarşamba
" Bir Sarhoş Olmam Eksikti* "
Niyetim direniş yazısı yazmak falan değil, tek meramım halim nicedir onu anlatmak.
İstanbul'a gelişim ve yatakhane-lise hayatımızla, daha doğrusu aileden ayrı bir hayat kurmaya başlayışımızla, anne ve babam tarafından çokça sitemle karşılanmıştır, arkadaşlarıma olan düşkünlüğüm. Yeşiltepe'nin nedenini hatırlamadığım bir tartışmada, "şimdi arkadaşım deyip koruduklarının hiçbiri yarın yanında olmayacak, her koyun kendi bacağından asılır." deyişine kontrolümü kaybederek çıkışım hep aklıma gelir bu hallerde. "Nooldu lan göt!" derim içimden.
O dönemde daha cüretli miydim bilmem ama, bu konuda götümün atmaya başlaması yakın dönemde oldu. Mezuniyetler, işler güçler, başka ülkelere taşınmalar, manitalar falan... Sonrasında evlilikler de olacak inşallah. Bunların hiç birine itirazım olmadığı gibi hepimiz için dilediğim şeyler. Ama bir yandan da bu bağlılığı anlamadan elimizden alacak şeyler gibi geliyor bana.
Demem odur ki kardeşlerim; sahip çıkalım elimizdekilere. Boşlamayalım, üzmeyelim birbirimizi. Hazırlıkta Emrah'ı tokatladıktan sonra Vasvi'nin küsmeyi yasaklaması hala geçerli benim için.
Son olarak şu on yıl için hepinize diyeceğim tek şey; Eyvallah.
*http://www.youtube.com/watch?v=fZ07O8D1Xkg
p.s: Şu iftarı konuşalım beyler geç olmadan.
8 Temmuz 2013 Pazartesi
Ne Bileyim Ben..
Yeni yazimiz olmasada ismimiz hala duruyor "katkida" bulunanlarda. Belki arkadaslar kizacak bana iclerinden, belki de gitti unuttu denilecek ya da daha dogrusu geldi gormedi denilecek. Varsin denilsin. Geldik Mustafa Bulut'la tanistik. Gittik. Kalanlar hatamizi afeylesin. Zamansal, mekansal ve ailesel dertlerden dolayi gorusemedik bir cok insanla. "Gonullerimiz bir olsun yeter" gibi ucuz ve kuflenmis bir tabir bende kullanmak istemezdim bu durumda. Ama mecbur birakiyorlar.
Akademinin usagi ve kolesi oldugum icin bu cemiyetin gerekliliklerini harfiyen yerine getiriyorum. Bilen bilir bu gereklilerden birisi de "kimlerden ve nelerden" oldugunu belli etmektir. Bunun da en kisa ve basit yontemi bir e-posta imzasi edinmektir. Izninizle sizlere yeni imzami sunuyorum:
Mehmet Keles
Frye Lab
HHMI at UCLA
https://www.ibp.ucla.edu/research/frye/mark_a.htm
tel: 831-419-7579
Lanet olasi Akademi. C'ya!
PS: Guncel fotoma linkten ulasabilirsiniz.
PS2: Ozgur ben kanadaya kesin gelecegim ama sen daha once LA'ye gel. (oh yeah LA!)
6 Mayıs 2013 Pazartesi
Update 4
2 Nisan 2013 Salı
Sebastian Pinto
22 Mart 2013 Cuma
sakallı 2
12 Mart 2013 Salı
Alıntı
City Hall'a vardığımda etkinlik sona ermişti. Bu da beni germişti. Bir yandan toplanan masalar ve boş tabaklar ne kadar acıktığımı gözler önüne sermişti. Çıktım ve ilk gördüğüm pitacıya girdim. Pita Avrupa'da var mı bilmiyorum. Dürüm tadında bir şey ama daha şişmanca. Wrap ile pita arasındaki fark = dürüm ile serdar usta dürümü arasındaki fark. İçeride bir çalışan ve sipariş veren bir müşteri vardı. Çalışan şarkıcı Altay'a benziyordu. İçeri girdiğimi görünce "Hello my friend" dedi. Karizmamdan ödün vermeyip başımla "hey" diyerek selamladım.
Hey. Kendimi çok ezik hissediyordum. 3 hafta kimseyle görüşmediğiniz bir tatilinizi düşünün ve 3 hafta sonunda bir kez gördüğünüz ve bir daha görmeyeceğiniz bir adama karizmatik görünme çabası içinde olduğunuzu. What do you want in your pita my friend? dedi. Artık onun ellerindeydim. Yanlış hey cevabımla beni kazanmıştı, belki de my friend dediği içindir. Lettuce dedim and a little tomatoes and ranch sauce please. Seçtiğim menüye uygun olarak içine tavuk parçacıkları, karides ve avokado ekledi. En ucuzu buydu. Here you go, my friend.
Thanks dedim tüm mahçupluğumla. Arkamı dönüp masaya ilerliyordum ki dayanamadım geri döndüm.
-It's my third week in Canada and nobody called me "my friend" here, dedim. It just felt so good. Thank you for that.
-You better get used to it, my friend. Nobody will call you that here.
-Cevap niteliği taşımayan anlamsız sesler.
Yerime oturacakken "So, where are you from?" dedi. "That you are in Canada for 3 weeks.". Turkey. Aaa, that's nice. That's very nice. Herkes de aynı tepkiyi veriyor amına koyim. Oturdum. You? I'm from Turkey, too.
Özet. Türkiye'yi hiçbir zaman sevmedim. Kanada'ya geldim. İnsanları soğuktur dediler. Dedim ben zaten onu istiyom, ben onu istiyom. Adamın biri my friend dedi. Bildiğim her şeyi unuttum."
ÖZGÜRES(ozgures)