18 Mart 2011 Cuma

tirtirtiramisu


"bu gece benim gecem"i iki kez söylemek yerine "bu gece benim gecem, bu gece bizim gecemiz" diyerek seyircisinin kalbini çalmaya and içmiş yavşak bir popçu edasıyla, selamlar justıbakko.

keşke ben de kafam güzel olduğunda sevdiğim kızları anlatan -burada türkçemizin bir eksikliği daha ortaya çıkıyor, şu an sevdiğim kızları mı yoksa eskiden sevdiğim kızları mı kastediyorum bilemezsin- bir insan olsaydım. geçen akşam arkadaşlarlayız, tiramisu yemişiz, güzel bi sürpriz gelmiş eve falan. güncel konularla, felsefik sorunları harmanlayıp çay içiyor, şarap yudumluyorduk (bkz. batuhan kardeşimin güzel üslubu). bu sefer gerçekten mum ışığındaydık, en azından bir mum vardı.

ben nasıl olduysa, hemen kızarıp sızmamıştım. ama şişenin de sonuna gelmiştim. misafirlerimiz evden ayrılmıştı. sisim dj kabinine geçmiş, bize gençlik yıllarımızın en sevdiğimiz şarkılarını çalıyordu. ben de kitleye kitleye autumn'u kitleyebilmiştim. autumn dedim, kardeşim dedi. autumn dedim, talin budak diye bi hocamız var, matematikten soğutuyor ya dedim. ya kadın eline almış bir kağıt, sadece tahtaya yazıyor abi. bir de mesela aynı dersi 3-4 sene önce vermiş, birebir aynı şeyi yazıyor abi. hataları bile aynı. dersin hiçbir motivasyonu yok. ben çıksam ben de anlatırım aynı dersi, hatta daha iyi anlatırım. sen de anlatırsın autumn, sen bile anlatırsın abi. nasıl olacak abi bu iş dedim. ne cevap verdiğini hatırlamıyorum, vermemiş de olabilir.

ben erken ölüyorum, ben üzüleyim. sen üzülme.

1 yorum: