6 Şubat 2013 Çarşamba

sakallı


‘’Bir yıkım ancak başka bir yıkımın kapısını aralar.’’

    Kurduğum bütün hayallerin baş rolündeki kadının çekip gitmesiyle hayallerimin boka saplandığı günden tam bir hafta sonraydı. Taksimde bir birahane de 4. biramı yudumlarken karşımdaki sakallı adamın beni izlediğini fark ettim. İzlenildiğini bilen herkes gibi tavırlarıma çeki düzen vermeye başlamıştım. Genelde karşı cins tarafından izlenmek hoşuma giderken bu adamın beni izlemesi değişik duygular uyandırmıştı içimde. Sanki anlamaya çalışıyordu ne olup bittiğini. Saçları ortadan hafif açılmıştı, saçlarına nispet edercesine gür ve uzun sakalları vardı. Kaçamak olmayan bakışlar atıyordu. Biri fotoğrafını gösterip ‘sence bu adam kaç yaşında’, dese, otuzdan aşağı bir sayı söylemezdim. Onu fark etmemden korkmuyordu. Televizyona bakıyordum. Hiç hatırlamadığım bir maçta, hiç hatırlamadığım bir topçu gol attı. Bir kaç kişi sevindi.Sakallı adam bir çerez söyledi.İbne mi acaba diye geçirdim içimden bir ara.Hoşlanacağı bir tip olamazdım, dağınık saçlarım ve pislikten kokan sakallarımı düşününce.Ayağa kalktı.Çerezini ve birasını aldı.Görmezlikten geldim.Masama geldi.Şaşkın bir ifadeyle baktım gözlerine.Hiç sormadan oturdu karşıma.Çerezini masanın bana yakın bir yerine koydu ve ‘Ne oldu’ dedi. Tam olarak tanışıklığımız böyle başladı. ‘’Ne oldu?’’ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder