10 Aralık 2013 Salı

prezo

    Tam 8 aydır bir markette kasiyer olarak çalışıyorum. Satış görevlisi de diyor bazıları. Tam 3 aydır aşığım. Müşteri de diyor bazıları ona. Hafta içi 3 gün markete gelir. Bazen 3-5 küçük şey, bazen de yüklüce alışverişler yapar. En sevdiğim zamanlar yüklü alışveriş zamanları. Ağzına kadar dolu bir alışveriş sepetiyle kasanın önüne gelir. En azından 10 dakika karşımda durur.Küçük bakışmalar.Sepettekileri banda koyar, bende geçiririm.Yüz yirmi iki lira elli kuruş.
    Ama bunların hepsi geride kaldı. Artık o markete çalışmıyorum ve buralardan dönmemek üzere gitmek istiyorum. Bir şey söylemeden çıktım ve bir daha gitmedim o markete, gerçeği bilmiyorlar. Ben gerçeği söyleyeyim eğer kredi kartı kendininse adı Deniz. Geçenlerde kısa bir alışveriş için geldi ve bir kaç şey aldı. Bütün ürünleri geçirdiğim de biraz duraksadı ve arkamdaki kilitli dolaptan prezervatif istedi. Gözlerinin içine baktım. Yutkundum. Elim anahtara gitmedi bir an. Belki vazgeçer sandım duraklayınca. Olmadı, bekledi karşımda çekinmeden. Ne diyebilirdim de vazgeçirebilirdim onu.Böyle bir söz var mıydı acaba dünyada.Keşke biraz kitap okusaydım,biraz film izleseydim belki birileri çözmüştür bu durumu daha önce.Anahtarı elime aldım kilide uzattım.Elim hafif titredi.Hiç hatırlamıyorum markasını, çeşidini herhangi bir prezervatife uzandım.O değil dedi bir yanındaki.Tercihi de çok netti.Bir yanındakini aldım kasadan geçirdim.Yirmi iki lira seksen kuruş.Karttan geçirdim fişi verirken istifa mektubumu düşünüyordum.Kimin o prezervatifi sikine geçirip onun üstüne çıkacağını hayal etmemek için hemen başka şeyler kurmaya başladım.İstifa mektubu yazdım, Almanya’ya kuzenlerin yanına gittim,cumartesi gecesi barda bir kızla tanıştım,milli piyango bana çıktı…

    O gün izin isteyerek erken çıktım marketten. Hayallerim bitmişti. Daha önce pek hayal kurmamışım sanırım, hemen bittiler. Sıra o prezervatifi takacak kıllı, iğrenç adama gelmişti.Kirli sakallıydı,rahatsız etmeyecek hafif bir göbeği vardı, bir kafenin ortağıydı ve başka projeleri de vardı.Zorba Yaşar’ın meyhaneye girdim, içtikçe adamın yüzü kafamda daha da netleşiyordu.Hiç tanımadığım bir adamı tanımaya başlamıştım.Yine çok rahatsız etmeyecek bir serseriliği vardı.Gençliğinde seyyarda film satmış,pazarcılık yapmış,garsonluk yapmış ve en sonunda bir kafeye ortak olmuştu.34 yaşındaydı.Yüzündeki çizgiler, sakallarını bastırıyordu yer yer.Zorba’nın meyhanedeki 13. günümdü.13 gündür işe gitmedim, herhalde kovmuşlardır.Son 2 gündür yazdırıyordum içtiklerimi.Maaş bitti.Muhtemelen prezervatif kutusu da bitmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder