12 Ağustos 2010 Perşembe

Ben bi adamı sabah görürsem selam verir geçerim..

Çaresizliğim boğazımda düğümleniyor. İçimdeki dünyaya sığamıyorum. Kendime bakmaya korkuyorum. Ağlamakla ölmek arasındayım. İçimde yenemediğim bir savaşın ortasındayım. 21 yaşında bu neyin savaşı lan amık? Bi bokum yok aslında, trip olsun işte. Yok lan bazen harbiden çok kötü oluyorum. Neyse ki artık Beirut dinleyen bir insanım.

Dün gece bana bir şeyler oldu. Kendime yediremediğim şeyler. Boğazımda düğümlenen şeyler. Bu kadar duygusal olmam neyin sonucu acaba. Sırf yengeç burcu olduğum içinse yazıklar olsun. Çoğu şeyi içimde yaşama arzusu da annemden desem, ikisinin birleşimi beni yıkabilecek güçte. Yıktı da zaten. Güçsüzlüğün yüzüne vurulması üzücü. Üzüldüm sanki.

Biz bu blogu birkaç arkadaş açtık aslında ama anladığım kadarıyla onların yazmaya pek niyeti yok. Haklılar da. Ben de şu an yalnız olmasam yazmazdım herhalde. Bir anda blog açma fikri çok saçma geldi. yeter.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder