14 Eylül 2010 Salı

Darlanmaya devam, darlanmak ömür boyu...


Uzun zamandır bloga bişeyler yazmaya çalışıyodum ama sürekli tıkanıyodum yazamıyodum ya da üşeniyodum tam emin değilim. Sanırım msg ve son kızılderilinin yeni yazıları bana tekrar yazma şevkini verdi, teşekkür ederim kardeşlerim.

Son zamanlarda kafam bozuk biraz, mütemadiyen darlanıyorum. Aslında ruh halim çok hızlı değişiyor ama içimde hep bir sıkıntı var. Ruh halim dediğim şey belki de kendi kendime taktığım bir maske hem kendimi hem çevremdekileri kandırmak için büründüğüm bir rol belki de. Bunun üzerine düşünüyorum aslında çoğunlukla son zamanlarda ama her zaman olduğu gibi ne olduğuna karar veremeyip "eeh siktiret" diyip koyuyorum götüne. Darlanmaya devam, darlanmak ömür boyu...

Son zamanlarda alkol tüketimimin de hayli arttığını farkettim bu bahsettiğim sıkıntıya paralel olarak. Ve her sabah baş ağrısıyla uyanıp, pişmanlık duyuyorum akşam yaptıklarımla ilgili. Boş kalmaktan olsa gerek sürekli yeni fikirler üretiyorum kafamda ve yeni -kendimce radikal- kararlar alıyorum, yapabileceğime tam anlamıyla inanmadan.

Mesela, "Aşkın 500 Günü" diye bir film izledim geçen. Herkese tavsiye ederim. Halet-i ruhiyemin müsaitliğinden midir bilmem ama pek bir etkilendim ben bu filmden. Ve memnun olmadığım bu hayat tarzımda değişiklik yapmak için hiç bir çaba göstermediğime kanaat getirdim. Neyse filmi bitirdim, bi sigara yaktım biraz düşündüm ve daha sosyal olmaya, giyimime kuşamıma, fiziksel görüntüme dikkat etmeye karar verdim. Hemen giyinip evden dışarı attım kendimi ama görmeniz lazım o halimi. Başım dik, karın içerde, göğüs dışarda falan, elimde sigara boş sokaklarda geziyorum özgüven abidesi olarak. Arkadaşlarımın olduğu bara gittim, bişey olur yeni insanlarla tanışırım bi fark gelir hayatıma diye. Basketbol şampiyonasının finali varmış. Bizim arkadaşlar dört parça balta seti olarak oturmuşlar yüksek bar masalarına pür dikkat maçı izliyorlar. Muhabbet yok, maçta keyif yok, seçim yasağı yüzden alkol yok. Oturdum, oturdum, oturdum... gitgide kamburlaştığımı hissettim bildiğin fiziksel anlamda da özgüven deposu söndü bildiğin. Maç bitti döndük birbirimize "nabalım" dedik, bi fikir çıkmadı ben de götüme baka baka döndüm eve. Ama kararlıyım ilk denememde fıslamış olabilirim ama yılmak yok artık. Bundan sonra daha sosyal daha sevecen daha presentabl bi adam olucam. Varsın göt olayım. Yeter amk 21 yaşındayım lan ben.

2 yorum: